3 Ocak 2014 Cuma

BİRİNCİ KISIM - Dipnotlar

[1*] Engels profesör Michelet'yi, çalışmalarında Hegel'in düşüncesini ilerletmeksizin olduğu gibi almaktan başka bir şey yapmadığı için, "hegelci okulun gezginci yahudisi" olarak adlandırıyor. -Ed. 

[2*] Bkz: "Gerçek Dünyada Matematik Sonsuzluğun İlkörnekleri Üzerine", Doğanın Diyalektiği, Sol Yayınları, Ankara 1991, s. 291-298. -Ed. 

[3*] Friedrich Wilhelm IV'ün 5 Aralık 1848'de uyruklarına bir anayasa ihsan etmesine anıştırma. -Ed.

[4*] Hegel, Felsefi Bilimler Ansiklopedisi, § 188. -Ed. 

[5*] Anti-Dühring'in tüm birinci kısım göndermeleri, E. Dühring'in Carsus der Philosophie adlı yapıtı ile ilgilidir. -Ed. 

[6*] I. Kant, Arı Usun Eleştirisi (P. Archambault tarafından gözden geçirilip düzeltilmiş J. Barni çevirisi, Critique de la raison pure, c. II, s. 17, Paris, Ernest Flammarion, 1934.), t. II, p. 17. -Ed. 

[7*] Burada Dühring'in Gauss'a ve onun öklidesci-olmayan bir geometri yapısı üzerindeki fikirlerine karşı saldırıları söz konusu ediliyor. -Ed. 

[8*] Modern matematiğin en dikkate değer kazanımlarından biri olan ensemble'lar teorisinde [setler teorisi], tam sayılar sonsuz topluluğu (ensemble) sayılabilir sözcüğü yalnızca topluluk öğelerinin ilkten başlayarak ardışık bir biçimde numaralanabileceği anlamına geldiğinden, sayılabilir denilen topluluklar tipinin ta kendisidir. Engels'in kanıtı hep geçerli kalır: İster artı zamanlar, ister eksi zamanlar sözkonusu olsun, yılların bir sayımına ancak güncel çağdan başlanabilir ve bu da geçmişte olduğu gibi gelecekte de ancak sonsuzluğa götürebilir. -Ed. 

[9*] Hegel, Mantık Bilimi, Kitap II, "Öz". -Ed. 

[10*] Engels'in Kraft sözcüğünü bu anlamda kullandıgı her yerde, onu enerji olarak çevirdik. Yazarın yalnızca ağırlığı (modern anlamda gücü) değil, ama düşüş yüksekliğini de gözönünde tutma gereği üzerinde durduğu altıncı bölümde (s. 131) açıkça görülebileceği gibi, sözkonusu olan şey, gerçekten enerjidir. Ayrıca ikinci baskıya önsözde de (s. 57-59) Engels'in daha 1855'te bu enerji terimini kullandığı görülür. Engels, 1888'de Ludwig Feuerbach'ta (Sol Yayınları, Ankara 1992, s. 44) "enerjinin dönüşümünün bulgulanması"nı, "doğal süreçlerin bağlantısı, bilgimizi dev adımlarıyla ilerleten" ve materyalist diyalektiği kuran "üç büyük bulgu" arasında sayar. 

Bugün bir terminoloji yanlışlığı gibi görünen şey, 1876'da pek öyle değildi. Gerçekten, enerji olarak adlandırdığımız şeye, yalnızca Descartes ve Leibniz çağında güç denmekle kalınmadı. Robert Mayer (1842) ve Helmholtz da (1847) aynı biçimde davrandılar. Fizikçilere kendini ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında yavaş yavaş kabul ettiren enerji terimine üstünlük kazandıran kişi W. Thomson oldu. -Ed. 

[11*] Hareketin bir cisimden bir başka cisme geçmesi sırasında hareket miktarının korunması ilkesi, Descartes tarafından Felsefenin İlkeleri'nde (II. 36) dile getirildi. Bu ilke, geçekte enerjinin sakınımı ilkesinin çıktığı tohumu oluşturur. -Ed. 

[12*] İlerde Engels tarafından incelenen mekanik ısı teorisine anıştırma. -Ed. 

[13*] Engels, sözcük oyunu yapıyor. Eşek köprüsü deyimi, pitagoras teoreminin grafik tanıtlanmasına Batı dillerinde verilen ad; bizde "eşek davası" gibi. Bu deyiş aynı zamanda, yalnızca bilisizleri durduran güçlükleri belirtmek için de kullanılır. -ç. 

[14*] Evrendoğum = Kozmogoni. 

[15*] Bkz: s. 52, Kant ile ilgili dipnot. 

[16*] Kant'in, bilindiği gibi Laplace tarafından parlak bir biçimde geliştirilen ilkel bulutsu teorisi, yıldızlar ile güneş sisteminin oluşmasının açıklanmasında bugün, ama daha yüksek yeni bir biçim altında, yeniden ele alınmıştır. 

Engels'in iki temel düşüncesi her zaman geçerlidir: Bilim, o zamandan beri, bir yandan evrenin, yıldızların bir tarihi olduğunu, öte yandan evrendoğumcular tarafından bazen kullanılan evrenin ilkel durumu sözcüklerinin, hiçbir zaman evrensel maddenin evriminin özellikle önemli bir aşamasına karşılık düşen görece bir anlamdan başkasına sahip bulullamayacağını doğrulamaktan geri kalmamıştır. Bilgilerimiz gerçekten geliştiği ölçüde, geçmişte gitgide daha geriye çıkıyoruz. -Ed. 

[17*] Bu, potansiyel enerjidir, örneğin belirli bir yiiksekliğe çıkartılmış bir ağırlığın, gergin bir zembereğin, ya da bir patlayıcı yedekliğin enerjisi, herhangi bir biçimde korunmuş enerji, durgunluk durumundaki cisimlerin enerjisi gibi. -Ed. 

[18*] Engels, bu terimlerin Almancadaki benzerliğinden yararlanarak, "bay Dühring'e göre, her Widerspruch (geheki) Widersinn'dir (saçma)" biçimde bir sözcük oyunu yapmış. Fransızcaya, bu, "her contradiction (çelişki) contreraison'dur (saçma)" biçiminde aktarılmış. Aynı sözcük oyununu Türkçe terimlerden yararlanarak dilimize aktarmanın bir yolunu bulamadik. -ç. 

[19*] Ph= ½mv². P: Ağırlık; h: yükseklik; m: kütle; v: yere varış hızı; Ph: potansiyel enerji; ½mv²: kinetik enerji. -Ed. 

[20*] Bugün, belirli bir kinetik enerji miktarı denirdi. -Ed. 

[21*] Daha belgin hesaplar, su buharının oluşması sırasındaki gizli ısıyı 538,9 cal/g. olarak saptamışlardır. -Ed. 

[22*] Kinetik teori, gazların genleşirliğini açıklamak için geri-itici güçlerin varlığını değil, ama yalnızca moleküllerin bir süredurum hareketini (mouvement d'inertie) gözönünde tutar. Moleküller, iki "itiş" arasında, eğer gaz seyreltilmiş ise birbirlerini etkilemeksizin, doğrusal bir yörünge ve tekdüze bir hızı korurlar. Eğer gaz sıkıştırılmış ise, çekici güçler harekete geçer. Ama Engels'in gizli ısı olayı üzerine yaptığı açıklama bugün de özünde doğru olarak kalır. -Ed. 

[23*] Mekanik ısı teorisi üzerindeki bütün bu tartışmada Engels, ilk bakışta ısıyı yalın bir mekanik yer değiştirme ile, müleküllerin bir yer değiştirmesi ile özdeşleştirdiği anlamında, biraz "mekanik" görülebilir. Ama mekanik doğa anlayışı üzerindeki not (bkz: Doğanın Diyalektiği, s. 319) ile o hayranlık verici "hareket maddenin varoluş biçimidir" parçasının gösterdiği gibi, hiç de öyle değildir. Engels, hareket sözcüğüne, vermesi gerektiği gibi, aristotelesci diyalektik, değişiklik ve oluş anlamını vermektedir. -Ed. 

[24*] Kimyasal tepkiler sırasında öğelerin ağırlığının korunması yasası, bu yasayı sürekli olarak uygulayan Lavoisier bunu açıkça formüle etmiş olmasa da, gerçekte Lavoisier kimyasının temelinde yatar. Engels'in sözünü ettiği ve ilk yaklaşımda, insanal ölçekte doğru kalan üç sürerlik ilkesi, bununla birlikte otuz yıl kadar sonra, daha genel bir yasa tarafından aynı zamanda hem yadsınmış ve hem de aşılmışlardır. Gerçekten, Einstein ve Langevin, bu yüzyılın başında ve birbirlerinden bağımsız olarak, hareketsiz cisimsel madde yığınının, (bu sözcük en geniş anlamda alınmak koşulu ile) maddenin bir başka biçimi olan ışıldama enerjisi durumuna dönüşümünün niceliksel kurallarını veren eşdeğerlik ilkesini bulmuşlardır. Bu konu üzerine, Engels'in yapıtını sürdüren Lenin'in, bu yeni bulguları irdeleyip, zamanın idealist bilgin ve filozoflarının bunlardan kendi eğilimlerine göre yararlanmak istemelerini diyalektik materyalizm acısından çürüttüğü Materyalizm ve Ampiryokritisizm'in Beşinci Bölümünün "Madde Kayboldu" başlıklı 2. kesimine (s. 286 vd.) bakılabilir. 

[25*] Evrendeki öğelerin sürerliği yasasının, Dühring'in metafizik materyalizme özgü dogmatik doğrulama biçimini alaya almakta Engels çok haklıydı. Bu yasa, daha 1896'da, radyoaktivitenin bulgulanınasıyla (Berquerel, Curie) yalanlanmıştı. Hafif öğelerin, yıldızlar tarafından yayılan enerjinin kökeninde olan kaynaşması, termonükleer bombalarda kullanılmıştır. Demek ki öğeler değişmez ve yok edilemez şeyler değildirler. Birbirlerine dönüşebilirler. Onların da, hatta geçmişi saptamaya bile yarayabilecek bir tarihleri vardır. Örneğin tarih-öncesi nesnelerin tarihi, radyoaktif bir karbon izotopunun, karbon 14'ün tanörü irdelenerek saptanabilir ve çeşitli yerbilimsel katmanların yaşı, uranyumun parçalanmasından yararlanarak hesaplanabilir. -Ed. 

[26*] Bkz: "'Mekanik' Doğa Anlayışı Üzerine", Doğanın Diyalektiği, Sol Yayınları, Ankara 1992, s. 275-281. -Ed 

[27*] Kamutanrıcılık, panteizm, evren ile tanrıyı bir özdeş tutanların; yaradancılık, deizm, tanrının insanlara, uslarının bulamayacağıi gerçekleri öğreterek kendini açımlamasını yadsıyan ve yalnızca tanrının varlığına ve doğa dinine inananların sistemi. -ç. 

[28*] Biyolojinin gelişmesi, Darwin'in bu görüşüne bir tamamlayıcı getirdi: doğal seçme sonucu olan uyma (intibak), yalnızca dış ilişkilere değil ama iç ilişkilere de ilişkin bir uyumlanmadır. -Ed. 

[29*] Engels, burada, şu son yıllar içinde büyük ölçüde gelişmiş bulunan canlıların nüfus yasalarının matematik irdelenmesini önerir: O, daha o zamandan bunun verimliliğini görüyordu. -Ed. 

[30*] Modern bilginler, Engels ile birlikte ve Darwin'in kişisel tanıklığına da dayanarak (bkz: Francis Darwin: Vie et correspondence de ch. Darwin, H.'de Warigny'nin Fransızca çevirisi, edition Reinwald, 1888, tome 1, p. 86). Darwin'i, gerçeklikte bilinç ya da istencin karışmasını dıştalayan çok farklı bir nitelikteki ilişkiler olmalarına karşn, bütün canlı varlıklar arasındaki ilişkileri, okuru kapitalist toplumdaki insanal yarışma (rekabet) örneğine göre tasarlamaya sürükleyen yaşama savaşımı terimini, zorunlu eleştirel anlayışı göstermeksizin, Malthus'tan almış olmakla eleştirirler. 

[31*] Charles Darwin, The Origin of Species... 6. baskı, Londra 1873, s. 428. (Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, Ankara 1990, s. 392.) -Ed. 

[32*] Yaratılışın Tarihi, s. 397. Ch. Letourneau çevirisi. Historie de la Création, s. 306-330. -Ed. 

[33*] Nibelungenler Yüzüğü, ünlü Alman besteci Richard Wagner'in (1813-1884) yapıtı. Engels, kendini beğenmişliğinden ötürü Dühring'e, başka nitelikleriyle birlikte kendini beğenmişliği ile de ünlü Wagner yanında yer veriyor. Ayrıca, bileşim anlamına gelen kompozisyon sözcüğü ile hem bileştiren, hem de besteci anlamına gelen kompozitör sözcüğü arasındaki ilişkiden yararlanarak, evrim (évolution) yerine bileşim (composition) denmesi gerektiğini öneren Dühring ile "geleceğin kompozitörü" diye eğleniyor. -ç. 

[34*] Thomas Huxley, Lectures on the Elements of Comparative Anatomy, Konferans V. London 1864. Engels burada şu yapıttan yararlanmıştır: Henry Alleyne Nicholson, A Manual of Zoology, London 1870. -Ed.  

[35*] Engels bu satırları yazdığı sırada, biyokimya ve moleküler biyoloji henüz ilk başlangıç çabaları içinde bulunuyorlardı. 

[36*] Hadi canım sen de! anlamına gelen bu deyim, özgün metinde Fransızcadır. -ç.  

[37*] Bu satırlar, ben onları yazdıktan bu yana, doğrulanmışa benzerler. Mendeleyev ve Boguski (*) tarafından daha duyarlı aygıtlarla yapılmış en yeni araştırmalara göre, bütün sürekli gazlar, basınç ile hacim arasında değişken bir ilişki gösterirler; hidrojen bakımından, şimdiye değin uygulanan bütün basınçlarda, yayılma katsayısı pozitif kalıyordu (hacim, basıncın artışından daha yavaş küçülüyordu); atmosferik hava ve incelenen öteki gazlar ile, herbiri için bir sıfır basınç noktası bulundu, öyleki daha aşağı basınçta bu katsayı pozitif, daha güçlü basınçta negatif oluyordu. Şimdiye değin her zaman pratik olarak yararlanılabilir kalan Boyle yasası, demek ki bütün bir dizi özel yasalarla tamamlanma gereksinmesi duyacak. (Şimdi —1885'te— "sürekli" gazların var olmadıklarını da biliyoruz. Hepsi sıvı duruma indirgenmiş bulunuyor.) [F. E.] 

(*) 16 Kasım 1876 günlü Nature ("Doğa") dergisi D.J. Mendeleyev'in, Rus doğabilimci ve hekimlerinin Varşova'daki V. Kongresinde 3 Eylül 1876 günü yaptığı konuşma üzerine bir haber veriyordu. Mendeleyev, bu konuşmada, Mariotte yasasının, J.J. Boguski ile birlikte iki yıl üzerinde çalıştığı doğrulama sonuçlarını açıklıyordu. -Ed.  

[38*] Vicdan durumlarını inceleyen tanrıbilim kolu. -ç. 

[39*] Türkistan'ın 1873 yılında General Kaufmann'ın komutası altında çar orduları tarafından fethi sırasında, Rus ordularından General Golovagov tarafından komuta edilen bir birlik, Türkmen Yamudlar aşiretine karşı son derece sert bir cezalandırma seferine girişti. Engels'in kaynağı, büyük bir olasılıkla, Amerikalı diplomat Euène Schuyler'in şu yapıtıdır: Turkestan Notes of a journey in Russian Turkestan, Kokhand, Bukhara and Kuldj, c. II. London 1876, s. 356-359. -Ed. 

[40*] Modern eşitlik fikirlerinin burjuva toplumun ekonomik koşullarından bu çıkarılışı ilk kez olarak Marks tarafından Kapital'de açıklanmiştır. [F.E.] 

[41*] Fransız Yurttaşlık Yasası (Medeni Kanunu). -ç. 

[42*] Corpusjuris civilis, İmparator Justinianus'un girişimi üzerine Romalı hukukçular tarafından saptanmış yasalar derlemesidir. -Ed. 

[43*] Prusya'da nüfus kütügü, Bismarck'ın kimlik belgeleri düzenleme hakkını Kiliseden geri alan 9 Mart 1874 günlü bir yasası aracıyla kabul edilmiştir. -Ed. 

[44*] 1815 antlaşmalarından önce Prusya'nın olan Brandenburg, Doğu Prusya, Batı Prusya, Posnanya, Pomeranya ve Silezya eyaletleri sözkonusu ediliyor. -Ed. 

[45*] Hegel, Ansiklopedi, I, § 147, katma, s. 294, édition Henning, Berlin 1843. -Ed. 

[46*] Dühring'in, Marks'ın Kapital'i üzerindeki makalesi 1867 yılında, Ergänzungsblätter zur Kenntnis der Gegenwart, c. III, n° 3, s. 182-186 içinde yayınlanmıştı.-Ed. 

[47*] Kapital, Birinci Cilt, Sol Yayınları, Ankara 1993, s. 321. -Ed. 

[48*] Kapital, Birinci Cilt, s. 322. -Ed. 

[49*] Kapital, Birinci Cilt, s. 322. Not. -Ed. 

[50*] Memoires pour servir a l'histoire de France, sous Napoléon, ecrits a Sainte-Helene, par les generaux qui ont partage sa captivite, et publies sur les manuscrits entierement corriges de la main de Napoléon, c.. I, general comte de Montholon tarafından yazılmış, Paris 1823, s. 262. -Ed. 

[51*] Kapital, Birinci Cilt, s. 783. -Ed. 

[52*] Kapital, Birinci Cilt, s. 93. -Ed. 

[53*] İbid., s. 94; İtalikler Engels'in. -Ed. 

[54*] Kapital, Birinci Cilt, s. 780 vd. -Ed. 

[55*] Kapital, Birinci Cilt, s. 782. -Ed. 

[56*] lbid, s. 782-783. -Ed. 

[57*] Bkz: s. 226. -Ed. 

[58*] Engels, burada limite geçiş kavramını çözümlüyor. O sıralarda yeni bulunmuş olan bu kavram (Cauchy) türev, entegral ve diziler hesabının temelinde yatmakta devam eder. -Ed. 

[59*] Haeckel: Natürliche Schöpfungsgeschichte..., 4. baskı, Berlin 1873, s. 590-591. Haeckel'in varsayımı, Eugène Dubois tarafından 1894'de Pithecanthropus erectus'un bulgulanmasını önceliyordu. -Ed. 

[60*] Rousseau, Discours sur l'origine et les fondements de l'inégalitté.... Editions Sociales, 1971, s. 118. -Ed. 

[61*] İbid., s. 129. 

[62*] İbid., s. 142. -Ed. 

[63*] İbid., s. 142-143. -Ed 

[64*] Formül, 2 Haziran 1674 günlü, bilinmeyen birine yazılmış bir mektupta bulunur. Bkz: Correspondance de Baruch de Spinoza, mektup 50. -Ed. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.