[1*] Engels'in Anti-Dühring'de yapmak istediği iki değişiklikten biri, insanlığin ilkel tarihine ilişkindi (ikinci baskının, 25 Eylül 1885 günlü önsözüne bakınız). Engels bu işi, Morgan'ın 1877 yılında verdiği "anahtar"ın da yardımıyla, devlet anlayışıni ilkel tarihin buradakinden çok daha ayrıntılı bir irdelemesine dayandırdığı Ailenin, Ozel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni yapıtında, 1884 yılında yaptı. -ç.
[2*] Fanfar. — Nefesli maden çalgılar aracıyla çalınan müzik parçası. -ç.
[3*] Aristokrat, soylu. -Ed.
[4*] Dühring'in Cursus der National-und Sozialökonomie'sının ikinci baskısı 1876'da yayınlandı. -Ed.
[5*] W. Wachsmuth, Hellenische Altertumskunde aus dem Gesichtspunkte des Staates, 2. Bölüm, 1. Kesim, Halle 1829, s. 44. Wachsmuth'un kaynağı, Athénée. Banquet des sophistes, kitap VI'dır. -Ed.
[6*] Bkz: G. Hanssen, Die Gehöferschaften (Erbgenossenschaften) im Regierungsbezirk Trier, Berlin 1863. -Ed.
[7*] Bkz: Kapital, Birinci Cilt, s. 599-600. -Ed.
[8*] 1870 savaşından sonra Fransa tarafından Almanya'ya ödenmiş bulunan beş milyarlık zarar ödentisi (savaş tazminatı) sözkonusu ediliyor. -Ed.
[9*] Arkebüz. - 17. yüzyıla kadar kullanılan bir çeşit tüfek. -ç.
[10*] Genellikle Gravelotte savaşı adı ile tanınan savaş. -Ed.
[11*] Prusya genelkurmayında bu da çok iyi bilinir. Genelkurmayda yüzbaşı bay Max Jähns bir bilimsel konferansta: "Savaş işlerinin temeli, herşeyden önce, genel olarak halkların ekonomik yaşam biçimidir." der. (Kölnische Zeitung, 20 Nisan 1876, s. 3.) [F. E. ]
[12*] Büyük sanayinin deniz savaşı için son ürününün, kendiliğinden hareketli torpilin yetkinleşmesi, bu sonucu gerçekleştirmeye yönelmiş gibi görünüyor: Bu koşullarda en küçük torpidobot, en güçlü zırhlıdan daha üstün olacak. (Bu satırların 1878'de yazıldığı unutulmasın.) [F.E.] ( Engels'in bu ayracı 1885'te 3. baskıya eklenmiştir. -Ed.)
[13*] Dühring, "Alman felsefesinin yolunu şaşırmış bölümünün karmakarışık belirtileri ile her türlü ortaklığı açıkça yadsımak için", hegelci diyalektiğe karşıt olarak, kendi diyalektiğini "doğal" diye nitelendiriyordu. -Ed.
[14*] Pline l'ancien, Histoire naturelle, kitap XVIII, 35. -Ed.
[15*] Acre. - Elliiki ar (1 ar = 100 metrekare) kadar olan eski bir yer ölçü birimi. -ç.
[16*] Friedrich Wilhelm IV tarafından, 1 Ocak 1849 günü Prusya ordusuna gönderdiği kutlama mesajında kullanılan deyim. -Ed.
[17*] Assignat. - Fransız Devrimi döneminde, ulusal emlak karşılığı çıkartılan kağıt para. -ç.
[18*] David Ricardo, On the Principles of National Economy, and Taxation, 3. baskı, London 1821, s. 1. -Ed.
[19*] Kapital, Birinci Cilt, s. 66-67. -Ed.
[20*] Kapital, Birinci Cilt, s. 67, dipnot. -Ed.
[21*] Lassalle tarafından ileri sürülen istemlerden biri. Gotha Programının Eleştirisi'nde, bu istemin Marks tarafından yapılmış bulunan eleştirisine bakınız. -Ed.
[22*] Kapital, Birinci Cilt, s. 160-161. İtalikler Engels'in. -Ed.
[23*] Kapital, Birinci Cilt, s. 178. -Ed.
[24*] Kapital, Birinci Cilt, s. 183. İtalikler Engels'in. -Ed.
[25*] Kapital, s. 186. -Ed.
[26*] Kapital, Birinci cilt, s. 184. İtalikler Engels'in. -Ed.
[27*] Kapital, s. 185. -Ed.
[28*] Kapital, Birinci Cilt, s. 249. -Ed.
[29*] Kapital, Birinci Cilt, s. 220, dipnot. -Ed.
[30*] Kapital, s. 235. (İngilizce ve Türkçe baskıda, 71 şilinin karşılığı olarak 3 sterlin 11 peni yazılıdır.) -Ed.
[31*] Kapital, s. 535. -Ed.
[32*] Kapital, s. 580. -Ed.
[33*] Kapital, Birinci Cilt, s. 330, dipnot. -Ed.
[34*] Kapital, Birinci Cilt, s. 249. -Ed.
[35*] Hatta onu bile yapmamıştır. Rodbertus şöyle der (Soziale Briefe, 2. mektup, s. 159): "Rant, bu teoriye [kendi teorisi] göre, kendi emeği olmaksızın yalnızca bir mülkiyet nedeniyle elde edilen her türlü gelirdir." [F. E.]
[36*] Kapital, Birinci Cilt, Onyedinci Bölüm, s. 531 vd.. -Ed.
[37*] Engels sözcük oyunu yapıyor. Venüs, hem Yunan mitolojisindeki güzellik tanrıçası, hem de yenilmesi sakıncalı bir deniz yumuşakçasının adıdır. -ç.
[38*] Volkszeitung, Engels'in Marks'a yazdığı 15 Eylül 1860 tarihli bir mektupta kendisi için "usandırıcı yineleme ve her şeye karşı çıkan budalalıklar:" deyimlerini kullandığı, Berlin'de yayımlanan demokrat bir günlük gazete idi. -Ed.
[39*] Adam Smith, An Inquiry Into the Nature and Causes of the Wealth of Nations, c. I, London 1776, s. 63-65. -Ed.
[40*] Bu bölümün Marks tarafından yazıldığı ve Engels'in, Anti-Dühring'in, çeşitli baskılarına uyarlamak için onu gözden geçirmekten başka bir şey yapmadığı bilinir (ikinci ve üçüncü önsözlere bakınız). Ne var ki "Ekonomi Politiğin Eleştirel Tarihi Üzerine Marjinal Notlar"ın, Marks'ın kendisi tarafından kaleme alındığı biçimiyle, özgün elyazması da elimizde bulunuyor. Bu elyazması, ilk kez olarak Marks-Engels-Lenin Enstitüsü tarafından, Engels'in ölümünün 40. yıldönümü dolayısıyla Moskova'da, 1935 yılında çıkarılan bir cilt içinde yayımlanmıştı. O metin, bu bölümün metni ile birçok noktada tam bir tıpkılık gösterir. Bundan ötürü o metni, tam olarak vermekten vazgeçiyor ve "Marjinal Notlar" metninin başlıca değişik biçimlerini dipnot olarak eklemekle yetiniyoruz.
Marjinal Notların üç versiyonu var: Marks'ın karalamaları olan iki not defteri ile Marks tarafından Engels'e aktarılan metin olan ve "Eleştirel Tarih Üzerine" bölümünün kesin yazılışına temel hizmeti gören temize çekilmiş kopya. Dipnotlarımızdan her birine, eğer Marks'ın temize çektiği "Marjinal Notlar"ın kendinden alınmışlarsa (MN), birinci not defterinden alınmışlarsa (M1) ve ikinci not defterinden alınmışlarsa (M2) işaretini koyuyoruz.
[41*] Marks'ın "Yunan İlkçağı" başlığım taşıyan elyazması işte burada başlar.
[42*] Kapital, Birinci Cilt, s. 379. -Ed.
[43*] Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Sol Yayınları, Ankara 1993, s. 67. -Ed.
[44*] Ml'de bundan sonra şunlar okunur:
Ama Dühring bize, hemen kendi ürünü bir bilgelikmiş gibi "bilimin biraz ciddi bir kuruluşunun Hume ve Adam Smith'ten sonra başladığını" söyler (s.15 ). Bu buluşun ne olduğunu göreceğiz.
Kutz ve Roscher Üzerine Dühring'in Haksızlıkları (s. 14). Bu vesileyle Roscher'in İngiliz Ekonomi Politiğin Tarihine Katkı'sının adını anmaktan özellikle kaçınır; "haklı nedenler"i olan bir davranış, çünkü orada bilgisizliği içinde çok yararlı her türlü not bulmuştur.
(Gene bu vesileyle, List'in "ölçüştürülemez derecede üstün büyüklüğü" s. 16.)
İlkçağı (ilkçağın ekonomik ilişkilerini) irdelemek için, onun "her şeyden önce hiçbir zaman yalanlanmayan ilişkiler ve yasalar üzerine sağlam bir teoriye gereksinmesi var" (16).
[45*] Stirner'in ünlü yapıtına anıştırma. -ç.
[46*] MN'de şöyle devam eder:
Aristoteles'in, "her Kthma"nın, biri, ömeğin kunduranın giyilme yararlılığı gibi, şey olarak ona özgü, öteki şey olarak ona özgü olmayan, değişilebilir olma gibi "ikili bir yararlılığı olduğu" yolundaki tezi olan [h (özellikle gjhsz) metablpch ... allaghz enecen] parçaya kendin bak, çünkü rusça nedeniyle yunancayı doğru yazmasını bilmiyorum, (Eleştiriye Katkı, s. 3, n° 1.) — Bu tez yalnızca "çok bayağı ve çocukça" bir biçimde anlatılmakla kalmaz (s. 18) ama bu tezde "kullanım-değeri ile değişim-değeri arasında bir ayrım" bulanlar, kendilerini ayrıca, "hemen şu son zamanlarda" ve "yalnızca en ileri sistem çerçevesinde", yani bay Dühring'in sisteminin ta kendisi çerçevesinde, kullanım-değeri ile değişim-değerinin hükümden düştüğünü unutma "düşlem"ine de kaptırırlar.
[47*] Aristote, De republica, Kitap I, Bölüm 9. -Ed.
[48*] Kapital, Birinci Cilt, Ondördüncü Bölüm, s. 379-382. -Ed.
[49*] Platon, République, Kitap II. -Ed.
[50*] Xenophon, Cyropédie, Kitap VIII, Bölüm 2. -Ed.
[51*] Wilhelm Roscher, Die Grundlagen der Nationalökonomie, 3. baskı, Stuttgart ve Augsbourg 1858, s. 86. -Ed.
[52*] Kapital, Birinci Cilt, s. 763-767. -Ed.
[53*] Aristote, De republica, Kitap I. Bölüm 8-10. -Ed.
[54*] Aristote, Ethique à Nicomaque, Kitap V, Bölüm 8. -Ed.
[55*] Friedrich List, Das nationale System der politischen Ökonomie, c. I. Stutgart ve Tübingen 1841, s. 451 ve 456. -Ed.
[56*] MN'de yukarda "Bay Dühring'in merkantilizm üzerindeki bölümüne gelince" diye başlayan paragraftan önce şu parça gelir:
II. MERKANTİLİZM
Demek ki kesinlikle söylemek gerekirse, bilim olarak merkantil sistem yoktur. ... Öyleyse, sistemlerin bilinen üçlüsü içinde (merkantil sistem, fizyokrasi ve sınai sistem) anılmasını kınamak gerek (27). Öte yandan: "Sistemler [üç sistem) ... gerçekten vardır ve engellenmesi gereken tek şey ... merkantil sistemin sunduğu biçimdeki pratik davranış kurallarını yorumlama ya da formüle etme biçimindeki virtüözlüklerin ... fizyokratlardaki ... bağımsız teorik saptamalar ile tek bir türdeş birlik içinde karıştırılmalarıdır" (29)!?!(a)
(a) M1'de şöyle devam eder:
Yüksekten atan saçmalık!
Peki ama 19. yüzyılın bay Dühring'e benzer birkaç gizli merkantilisti dışında , böyle bir suç kim işledi? Ama hiçbir sözde ekonomi politik sistemi, gerçek anlamda "bilim olarak kesinlikle" mevcut değildir.
Ekonomi politik tarihi bakımdan hepsinin, sistemin ya da burjuva iktisadı, daha doğusu kapitalist iktisat sistemindeki şu ya da bu halkanın gerçek teorik dışavurumları olarak göreli bir değeri vardır. Yalnızca bay Dühring türünden bir metafizikçi, bu çeşitli uğrakları "tek bir türdeş birlik içinde" birbirine karıştırabilir.
[57*] MN'de şöyle izler:
III. DAHA USSAL BİR İKTİSAT ÖĞRETİSİNİN GEÇMİŞ ÖRNEKLERİ VE GÖSTERGELERİ. PETTY.
Parlak üsluplu tarih yazma biçiminin en büyük "iç" yanlarından biri (ve beyaz kağıdı karalamak için, bu yan "dıştan" çok üretkendir) şuna dayanır ki Dühring, daha sonra o portre sayesinde yapıtlarının ayırdedici özelliğini yeniden kurmak üzere, herkesin bildiği biyografik notlar yardımıyla çeşitli iktisatçıların bir portre taslağırı yapar. Böylece, Petty'nin çok çeşitli yaşamından, kolayca "bol sayıda boş düşünce içeren ve gerçekte ciddiyet olarak ciddi işadamı türünden başka bir şey tanımayan bir kafa yapısı" (64) çıkar. (Gerçekte hakiki ciddiyet olarak ... ciddi işadamı türünün nasıl tanınacağını anlamak güç.) "Petty'nin anlayışının en güçsüz yanı, kendini ... kavramların iç ve biraz da ince ayrımları bakımından duyarlık yoksunluğunda gösterir" (53). "Petty'e karşı, kendi öz işlerini sonunda 1.500 sterlinlik bir yıllık gelire sahip olacak biçimde yürüttüğü için saygı besleyecek kimseler bulunacaktır." Ayrıca Petty, "İngiliz papaz sınıfının türlü oyunlarını son derece göze çarpan bir biçimde" kopya etme "virtüözite"sine de sahipti, vb..
[58*] William Petty, A Treatise on Taxes and Contributions.... London 1662, s. 24-25. -Ed.
[59*] "Ve büyük şeylerden küçük şeylere inmek gerekirse..."den başlayarak bu parça MN'de yoktur. -Ed.
[60*] Petty, Quantulumcumque...'unu 1682'de yazdı ve 1695'te Londra'da yayımladı. The Political Anatomy of Ireland 1672'de yazılmış ve 1691'de Londra'da yayınlanmıştır. -Ed.
[61*] Lavoisier, De la richesse territoriale du Royaume de France (Paris 1791), Essai de la population de la Ville de Paris.... ve matematikçi Lagrange ile birlikte, Essai d'arithmétique politique... (Paris 1791) adlı iktisadi çalışmalar da yazmıştır. -Ed.
[62*] MN'de bundan sonra şu başlık gelir: BOISGIULLEBERT VE LAW.
[63*] Pierre Boisguillebert, "Dissertation sur la nature des richesses, de l'argent et des tributs..." Bölüm II, Économistes financiers du XVIII. siècle içinde, Paris 1843, s. 397. -Ed.
[64*] M1'de şöyle devam eder:
Görülüyor: Dühring eski yazarlar karşısında hep privat-dozent rolü oynar ve onlara sınav notları vererek yetkilerini aşar. Bizzat bay Dühring hakkında onun hiçbir zaman "ince" olmasa da, "merkantilizmin modern değişimini yaptığı" söylenebilir. Gerçekten bay Dühring, üretim meta üretim biçimi içinde yapılır olmaktan çıktığı zaman bile, paranın rolünü oynamaya devam edeceğini varsayar.
Dühring, Boisguillebert'ten Law'a geçer.
Law: İskoçya bankalarını inceleyen Adam Smith, kitap II, bölüm 2, (bu arada denk düştükçe Law'u da eleştirir), —ötekiler arasında, ulusal kredi bankaları da kurulmuştu— şu gözlemi yapar:
Kendi çıkarı ile çelişkiye düşmemek için bir banka, iş yaptığı dolaşan sermayenin hepsini ya da hatta çok büyük bir bölümünü bir tüccara borç veremez; çünkü her ne denli bu sermaye ona sürekli olarak para biçimi altında gelse de ondan aynı biçim altında çıksa da, girişlerin tümü çıkışların tümünden gene de çok farklıdır ve bir bankanm rahatça çalışmasına uygun, ölçülü öneller içinde, tüccarın ödemelerinin toplamı bankanın avanslarının toplamına eşit olmaz. Bir banka, iş adamına sabit sermayesinin önemli bir kısmını, örneğin toprağı iyileştirmeye girişen birinin kullandığı sermayeyi ödünç verme olanağına daha da az sahiptir. ... Sabit sermaye girişleri, hemen her zaman dolaşan sermaye girişlerinden çok daha yavaştır ve ... bunlar işadamına, uzun yıllar süren ve bir bankanın rahatça çalışmasına uygun düşmek için gereğinden uzun olan bir dönem geçmeden, çok seyrek olarak geri gelirler.
Law eleştirisinde bay Dühring, bunu şu biçimde değiştirir: "Bir para sisteminin temeli, gerçekte ... hiçbir zaman yalnızca geleceği geniş ölçüde öncelemeleri ve somut olarak şimdiki zaman için doğal üretimlerin ancak çok küçük bir parçası ile görünmeleri nedeniyle, büyük bir tutar meydana getiren sermaye değerlerinden bileşemez. İçiçe geçen ekonomik üretimlerin işleyişinde, zaman ve deyim yerindeyse uyum başrolü oynar. Ama asıl anlamda para, bir anlık dolaşıma ve o anda verilmiş ilişkilerin dengelenmesine hizmet edecek bir şeydir... Yüzeysel olmamalarına karşın yalın olan bu fikirler, para sistemeni değerli madenler temelinden ayırma yolundaki her girişimin eleştirisini içerir." (s. 94)
İlkin A. Smith'in kendini beğenmiş yavaşlaştırılması, değerli fikirlerinin arı söz ebeliği durumuna çevrilmesi; ama eşeğin kulakları, paragrafın sonunda görünüyor. Para sisteminin "değerli madenler temelinden" ayrılamama nedeni, bu "yüzeyde olmayan" fikirden çok başka bir yerdedir. "Metayı isteyen ama parayı istemeyen, özel değişime dayanan üretimi isteyen ama bu üretimin zorunlu koşullarını istemeyen ütopyacılar demek ki parayı yalnızca elle tululur biçimi altında değil, ama saçmalamanın gazsal biçimi altında da değerlerin ölçüsü olarak 'ortadan kaldırdıkları' zaman, mantığa ters düşmezler." (Contribution à la critique de l'economie politique, s. 47.) Ama bay Duhring'in para üzerindeki fikirlerini aydınlatmayı Kapital bile başaramadı.
[65*] Bundan sonra MNde şu başlık gelir:
YENİDEN PETTY, YUKARDA ADI GEÇEN LOCKE VE NORTH VE 1691 ILE 1752 ARASINDA DÜHRİNG'DE OLUP BİTENLER
[66*] M1'de söyle izler:
Locke: Petty'den, Dühring, Locke'a geçer. Ama, Locke'un Treaty Concerning Government'ından yanlış olarak yorumlanmış, dolayısıyla yanlış olarak eleştirilmiş bir parça bir yana, onun (Barbon'un Locke'a karşı yapıtında [1696] kınadığı) merkantilist görüşleri üzerindeki birkaç boş söz bir yana, Locke'un en önemli iktisat yapıtı: Some Considerations on the Consequences of the Lowering of Interest and Rasing of Money (1661) üzerine öğrendiğimiz şey işte şu.
[67*] W. Petty, A Treatise on Taxes and Contributions..., London 1662, s. 28-29. -Ed.
[68*] Dudley North, Discourses upon Trade..., London 1691, s. 4. -Ed.
[69*] Bundan sonra MN'de şöyle devam eder:
... yoksa onların arkasma değil, ama öte yandan, bizden bilgeliğinin kaynaklarını ortaya koyarak, bir yazarın ayırdedici özgülüğü"ne zarar vermememizi isteyen bay Dühring'in çok çıkar gözetir yasaklamasına karşın (bkz: s. 50), Hume ile birlikte o polis yönetmeliklerine karşı gelen özgürlüğü kullanacağız. (a)
DAVID HUME
(a) Bunu M1'de şu izler:
Valckenaer, bundan otuz yıl kadar önce, Hume'u modern ekonomi politiğin temelini atan adam olarak göstermeye kalkmıştı; ama bu iş, Dühring'deki gibi "kalleşçe" bir niyetle yapılmamıştı, bu konu üzerinde birazdan gene konuşacağız.
[70*] David Hume, Essays, Moral and Political, and Dialoques Concerning Natural Religion, vol. 4, Political discourses, Edinburgh, 1752. -Ed.
[71*] Montesquieu, De I'Esprit des lois, Cenevre 1748. -Ed.
[72*] David Hume, Essays and Treatises on Several Subject, vol. I, London 1777, s. 303-304. -Ed.
[73*] Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, s. 208-212. -Ed.
[74*] M2'de şöyle devam eder:
Öte yandan, bay Dühring'in Hume'un On Interest denemesi üzerine yaptığı sunuş, son derece yüzeysel ve kısmen de yanlıştır.
[75*] M2'de şöyle devam eder:
17. yüzyıldan beri Hollanda, İngiliz iktisatçıların gözüne örnek bir ülke olarak görünüyordu. Bu ülkenin zenginliği ve düşük faiz oranı da onları etkiliyordu. Culpeper ve Child'dan bu yana, faiz oranının düşüklüğüne verilen büyük önemin nedeni budur.
Hume, beylik bir fikir durumuna düşmüş bir kanıyı kendine malederek, önemli bir fikir durumuna getirme savında bulunacak bir Dühring değildir. Faiz üzerindeki denemesine, daha ilk anda E. Dühring'in çürütülmesini içeren şu tümce ile başlar:
Her ne denli ben...
[76*] David Hume, op. cit., s. 313. -Ed.
[77*] MN'de şöyle devam eder:
Bu aynı "kişi"nin davranış biçimi üzerine, paralarını çaldığı yazarların anılması karşısında o denli ince bir hoşnutsuzluk duymasının nedenlerini de gösterecek bir başka örnek! (a)
Faiz oranını para miktarının belirlediği yolundaki "halk yanılgısının bir başka nedeni" der Hume, "dış fetih sonucu ellerine birdenbire para ve değerli madenler geçmesi üzerine, paranın yayılması ve her köşeye sızmasından sonra, yalnızca kendilerinde değil ama bütün komşu devletlerde de faizin düştüğü çeşitli uluslar örneği olsa gerekir". Fatih ulusta para, toprak satın alarak ya da faize vererek onu değerlendirmeye çalışan birçok yırtıcı kuşun eline geçer ve böylece "kısa bir zaman için sanki sanayi ve ticarette büyük bir gelişme olmuş gibi bir sonuç meydana gelir [yani faiz oranında bir düşme görülür]".(b) Ama bu görünüş uzun süre devam etmez, hatta devam ettiği görülse bile, fatih ulusa kalan ganimet para sonucu, meta fiyatlarında buna uygun düşen bir yükselme olur, faiz oranı yeniden eski düzeyine döner. (c)
Ama fatih ulus ile tecimsel ilişkilerde bulunan komşu uluslara gelince, faiz oranının düşüşü, bunlarda fatih ulus ile bilançolarında dengenin kurulmasından, yani fatih ulusun soyduğu hazinenin "ticaret yoluyla ötekiler arasında dağılmasından" sonra başlar (yoksa "kişi"nin onu koyacağı gibi önce değil). "Ama faiz oranının bu düşüşü", salt kendi başına alınmış paranın artışından değil, bu artış emek ve gerekli geçim araçları fiyatını artırmadan önce, para artışının doğal sonucu olan sanayideki gelişmeden ileri gelir. Sanayideki bu gelişme, diye devam eder Hume, "para miktarının aynı kalmış miş olmasma karşın", "başka nedenler"e de dayanabilirdi. Daha önce Of Money denemesinde görmüş bulunduğumuz gibi bütün etki, bütün meta fiyatları ve dolayısıyla son çözümlemede ücret de buna uygun yükselişlere uğramadan önce, burada yeni baştan değerli madenlerdeki değer düşmesine yüklenir. Hume için, değerli madenlerin artışları durumunda değer yitirmeleri ya da azalışları durumunda değer kazanmalarından bağımsız olarak ortaya çıkan başka para miktarı değişikliği yoktur. (d)
Hume'un yalnızca özetini verdiğimiz ve kesin olarak para miktarının faiz oranını sözde belirleyeceği yolundaki "halk yanılgısı"nın nedenlerinden birini, para soyan vb. uluslar örneğinden alınan nedeni, bütün hiçliği içinde göstermek için giriştiği bu açıklama, bay "Kişi"de şu küçük tümcede görünür:
Böylece, örneğin yukarda sözü edilen denge kurulmadan önce, para miktarı değişikliğinin faiz oranını etkileyebileceğine işaret edilir [Hume tarafından] (s. 171).
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu biçim altında tek doğru söz içermeyen ve Hume'un aslında ne dediğini okura tahmin ettirmekten bile uzak olan bu tümce, bay Dühring'i bir solukta şöyle devam etmekten alıkoymaz:
Böylece bir Hume'un, kendi dargörüş ya da ideolojilerini savunmak için ondan yana olduklarını söyleyen kimselerden daha bir dikkatlice düşündüğü görülüyor (s. 131).
Gerçekte bay Dühring'in sevgili Hume'unun, gerçi biraz pısırık bir özgür-değişim havarisi olması; dolayısıyla özgür-değişim doktrinerlerinin bile ondan yana olduklarını söylemekte haklı bulunmaları, oysa "kişi"nin, 19. yüzyılın "biraz ince" merkantilistlerinden alınmış "kendi dargörüş ve ideolojilerini savunmak" için biraz önce göstermiş bulunduğumuz biçimde onu çarpıtma zorunda kalması gibi bir şanssızlığı var.
(a) M2'de şöyle devam eder:
Böylece, örneğin para miktarı değişikliğinin yukarda sözü geçen denge kurulmasından önce faiz haddini etkileyebileceği [Hume tarafından] kabul edilir (130, 131).
İlkin bay Dühring, "yukarda sözü geçen denge" sözü ile, sanki bu söz çeşitli uluslar arasındaki bilançoların "denge"si ile ilgiliymiş gibi, ikinci olarak da Hume'a göre para miktarındaki bir değişikliğin faiz haddine "zararlı olabileceği" çok özel koşulların sözünü etmeyerek, okurunu iki nedenle şaşırtır.
(b) M2'de şöyle devam eder:
Ne var ki faiz oranındaki düşüşün fatih ülke ile komşu devletlerde farklı nedenleri vardı ama ne birinde, ne de ötekilerde bu sonucu yalnızca altın ve gümüş artışına yükleyebiliriz.
(c) M2'de şöyle devam eder:
Demek ki burada Hume tarafından ele alınan olayın, kendi öz düşüncesine göre, faiz oranının normal hareketi ile hiçbir ilgisi yoktur.
(d) M2'de şöyle devam eder:
Bay Dühring, sarsıcı "açıklama"sında, ilkin bir yandan Hume'un fetih yoluyla elde edilen para ile ticaret yoluyla elde edilen paranın etkileri arasında yaptığı ayrımın sözünü hiç etmeyerek, öte yandan Hume'a, fatih ulus ile komşu uluslar arasında yukarda sozü edilen dengenin kurulmasından sonra, yani birincinin parasının bir kısmının, faiz oranını düşürecek biçimde, bu sonuncuların ülkesine akmasından sonra dedirtecek yerde, "yukarda" sözü edilen denge [yani çeşitli uluslar arasındaki parasal bilanço dengesi, Dühring'de "yukarda" sözkonusu olan yalnızca ve yalnızca bu dengedir, başkası değil] kurulmadan önce dedirterek çarpıtır. Ve eğer faiz oranı düşerse bu, paranın arttışı için değil ama para artışı, fiyatlarda ve özellikle ücrette genel bir yükselmeye neden olmadığı sürece, sanayiyi geliştirdiği içindir.
[78*] David Hume, op. cit., s. 314. -Ed.
[79*] R. Cantillon'un Essai sur la natura du commerce en général adlı kitabı 1752'de değil 1755'te yayımlandı. Adam Smith bu yapıttan, An Inquiry into the Nature...'de söz eder. -Ed.
[80*] David Hume, op. cit., s. 367. -Ed.
[81*] Ibid., s. 379. -Ed.
[82*] Bismarck, dostu Wagener'in aracılığı ile bay Dühring'ten toplumsal sorun üzerine bir inceleme istemiş ve bay Dühring de bu incelemeyi yazmakta özen göstermiştir. -Ed.
[83*] F. C. Schlosser, Weltgeschichte für das deutsche Volk, c. 17, Frankfurt-am-Main 1855, s. 76. -Ed.
[84*] William Cobbet, A History of the Protestant "Reformation" in England and Ireland..., London 1824, s. 149, 116 ve 130. -Ed.
[85*] MN'de şöyle devam eder:
V. FİZYOKRASİ
Quesnay hiç olmazsa ekonomik kavramlarla yazılmış bir şiir denebilecek bir şey vermiştir. (s.131.) Bay Dühring de fizyokrasi üzerindeki bölümünde özel bir başarıyla irdelenebilecek kendi şiir ya da daha doğrusu yapıntı (fiction) türüne sahip bulunmakla birlikte, aynı şey, bay Dühring için söylenemez.
Önce Quesnay'nin kişiliği vb. 'fizyokrasi" adı vb. üzerine sekiz tatsız tuzsuz yineleme sayfası. Bu sekiz sayfalık girişten sonra, bay Dühring şöyle devam eder:
Üretim ve bölüşüm ilişkilerinin bu ekonomik kopyasının Quesnay'de ne anlama geleceği, ancak eğer daha önce zenginliklerin üretimi üzerine ona özgü bulunan yönetici kavramlar adamakıllı irdelenirse gösterilebilir. Bu konudaki fikirler, hatta en iyi çözümlemelerde, örneğin A. Smith'in çözümlemesinde bile bellibaşlı çizgileri gereğince öğrenilemeyecek denli kararsız bir belirsizlikle gösterilmiş oldukları için, bu irdeleme işi zorunludur. ... Öyleyse, bu temel görüşler için geleneksel kolay çözümlemelerle yetinmek, amaca kötü hizmet etmek olacaktır. (105).
Sonra tam beş sayfa, her türlü cafcaflı sözler, sürekli yinelemeler ve hesaplı bir düzensizlikle dolu beş sayfa gelir; Quesnay'nin Tableau économique'in temelinde yatan görüşler üzerine şimdiye değin görülmüş bulunanların hepsinden üstün olan bu "çözümleme"nin, şu çiçeği burnunda açıklamalan içerdiğini gözlerden saklamak için: Quesnay "bir tek üretken sınıf kabul eder, yani tarımsal çalışmayi yürütenlerin sınıfını", bunlar yalnızca "etkinlikleri boyunca tükettiklerinden daha çoğunu ürettikleri için üretkendirler", bu "artık, bu net ürün" (109), "toprağın kullanılmasında doğanın insan emeğini kendi kişisel tüketiminden, bu emek için zorunlu tüketiminden daha çok ödüllendirmesi" sonucudur (107). Bu üretken sınıf yanında, " çiftlik kirasını alan ... toprak sahipleri" (105) sınıfı ve son olarak da "kısır sınıf", "çalışması sırasında ürünlerine ancak [tarımın] bu net ürün[ün]den tükettiği kadar değer geçiren" "bir sanayide çalışan kimselerin" (106, 107) sınıfı bulunur. Adam Smith üzerindeki bölümünde bay Dühring, fizyokrasinin "temel görüşleri"nden anladıklarının özetini şu terimlerle verir: "Fizyokratlar doğaya tarımsal alanda [!] yüksek anlamda üretken güç olarak bakmışlardı, ayrıca tarımcının tüketimi üzerindeki artığı [!] gözönünde tutmuşlar [!] ve bu nedenle, doğrusunu söylemek gerekirse, tarımsal çalışmayi, tarımsal çalışma niteliğiyle hareket noktası olarak almamışlardı." (148,149).
İnsanın "en basit okul kitaplarından" (109) bile daha çoğunu çıkarmamak için kalın kafalının biri, bir potache (lise öğrencisi) olması gerekirdi.
Özel olarak kurulmuş bir sistemin yüksekliğinden yapılan "tarihsel eleştiri" (s. 9): n° I, Quesnay'nin "temel görüşleri"nin, "geleneksel kolay çözümlemeler"den son derece yüksek olacak bir çözümlemesini vaat ediyor ve böylece bizi n° II'ye: Tableau économique'in "Quesnay'de ne anlama geleceği"nin açıklamasına hazırlıyordu. Prelüd n° I'in "en nazik yönlerinden biri" şudur ki henüz adından başka bir şeyi bilinmeyen Tableau économique, konu dışı olarak ve gizlice, geçerken şöyle bir koklanmış ve homurtularla selamlanmıştır; bundan sonra sıvışılır ve şunun ya da bunun üstüne, örneğin "işe başlama ve sonuç" üstüne "derin düşünceler"e dalınır (s. 109). Gerçekte bay Dühring , sonunda, kendini n° I geniş işe başlamasmdan n° II kısa soluklu sonucuna geçmekten alıkoyamadığı an bu ayrım, sonderece açık bir şeydir. Bundan ötürü, Tableau économique konusunda n° I altında gizlice ve n° II altında kesin bir biçimde kendini gösteren şeyin hepsini, ama hepsini sözcüğü sözcüğüne vereceğiz.
N° I. TABLEAU ÉCONOMIQUE ÜZERİNE ARA VE AYRINTI HAZIRLIK ÇALIŞMALARI.
[86*] Quesnay'nin "I'Analyse du tableau économique"i ilk kez olarak 1766'da fizyokratların dergisi olan Journal de l'agriculture, commerce, arts et finances'da yayımlandı. Tablonun metni, Eugène Daire'in Physiocrates...'ında yeniden yayımlandı, 1. Bölüm, Paris 1846,s. 57-66. -Ed.
[87*] Abbé Baudeau'nun "Explication du tableau économique"i 1767'de Ephémérides du Citoyen ou Chronique de l'esprit national dergisinde yayımlandı. Bkz: Daire, Physiocrates, 2. Bölüm, Paris 1846, s. 864-867. -Ed.
[88*] MN'de şöyle devam eder:
Ama kendi payına bay Dühring, deyim yerindeyse, burada yalnızca geçerken şöyle bir koklamış bulunan Tableau économique'e yeniden sırt çevirir ve birçok kez Quesnay'ye göre "üretkenliğin doğadan geldiğini" yineler, çünkü repetitio mater studiorum, buna "fizyokrasi" teriminin yeni bir irdelemesini bağlar, "Quesnay'nin kırda yetiştiğini ve kırsal yaşam için özel bir sevgi beslediğini" anımsatır, Quesnay'nin "temel kavramlar"i üzerine Tableau'nun yorumlanmasını hazırlayacak "ince düşünceler"inden bir sözü yeniden ele alır ve "işe başlama ile sonuç arasındaki ayrımı düşünerek" onları tamamlar.
N° II. TABLE ÉCONOMIQUE ÜZERİNE KESİN DÜŞÜNCELER
[89*] MN'de bundan sonra şu başlık gelir:
TABLEAU ÉCONOMIQUE'IN QUESNAY'DE NE ANLAMA GELDİĞİ ÜZERİNE KISA AÇIKLAMA
[90*] Bunu izleyen paragraf MN'de baştan başa eksiktir.
[91*] Eugene Daire, Physiocrates, 1. Bölüm, s. 68. -Ed.
[92*] Bundan sonraki paragraf MN'de tamamen eksiktir, buna karşılık, onun yerine şu başlık bulunur: GÜÇLÜ DÜHRING'E DÖNÜŞ.
[93*] James Steuart, An Inquiry into the Principles of Political Economy, London 1767. -Ed.
[94*] MN'de şöyle devam eder: VI. ADAM SMITH
Bay Dühring'in bayağıyı ciddiye alma yeteneği, yalnızca önemli şeylerden bayağıca sözetme yeteneği tarafından geride bırakılır. Bunun sonucu, Adam Smith üzerindeki bölümünde, aşağıdaki tümceden başka, sözü edilme çabasına değer hiçbir şey bulunmaz.
Salt ekonomik nedenlerden başka, fiyatların belirlenmesinin toplumsal nedenleri de olduğu ya da bir başka deyişle, karşılıksız sahiplenmenin (temellükün) ekonomik olayların zorunlu bir öğesi olması sonucunu veren toplumsal bir haraç bulunduğu fikri, ancak iktisat öğretisinin en yeni eleştirel formüllerinde, yani benim sistemimin değer öğretisinde tamamen açık bir duruma geldi. (152) (a)
Bundan, "tam bir açıklık ile", bay Dühring'in Adam Smith ve hatta ardıllarını fizyokrasiden daha çok anlamadığı ve o halde Malthus, Ricardo vb. konusundaki ağız kalabalıkları üzerinde uzun boylu durmanın (b) zaman yitirmekten başka birşey olmayacağı sonucu çıkar.
VII. BÜYÜK ÜRKÜNTÜ İÇİNDE SON
(a) Ml'de şöyle devam eder:
(Yani aslan, bu sistem temeli üzerinde, toprak rantının fiyatın sonucu değil, nedeni olduğu yolundaki bayatlamış fikri yeni baştan sahipleniyor. Bu tümceden apaçık bir biçimde çıkan sonuç şudur ki, değerin ve artı-değerin içyüzü, bay Dühring için Quesnay'nin Tableau éonomique'inden daha az anlaşılmaz kalmamıştır.
(b) M l'de şöyle devam eder:
... ve eğer iyi ya da kötü özgün kaynakları, onları karikatürize ederek, —hatta gerçekte, Goethe anlamında öyle olsa bile—, "kendi başına bir budala" görüşü kazanmak için nasıl yeniden ürettiğini göstermek gibi çok ikincil bir erek yoksa, bay Dühring'in Malthus, Ortes, Ricardo, Sismondi vb. konusunda getirdiği şeyle uğraşmanın...
[95*] Henry Charles Carey, The Past, the Present, and the Future, Philadelphia 1848, s. 74-75. -Ed.
[96*] Ml'de şöyle devam eder:
Kendini bugünün ve geleceğin çağ açan iktisaçısı diye adlandırdıktan sonra bay Dühring'in, geçmiş çağ açan iktisaçıların da adını anmasından daha doğru ve daha normal ne var!
MM'de de şöyle:
Bundan ötürü, bay Dühring'in Ekonomi Politiğin Eleştirel Tarihi'nin kendilerine yöneldiği olgunluktan yoksun üniversite öğrencileri, gizlice, bay Dühring tarafından kınanan "yavanlık ve düşünce eksikliği"ne karşın, "Budapeşteli bir profesörün, bay Kautz'un 1860'taki tatsız yapıtı" (s. 14) ile ve bir o denli de profesör Roscher'in İngiliz Ekonomi Politiği Tarihine Katkı'sı ve öteki yazarları ile ve bay Dühring'in sözü geçen "Bay Kautz'un bay Roscher'in sofrasından dökülen kırıntıları, onlardan yavan bir yemek yapmak üzere sulandırarak, sofra sahibinin baş yemeğinin niteliği üzerine hayale kapıldığını göstermiş bulunduğu" yolundaki uyarısından ürküntüye kapılmaksızın, biraz aşinalık etmekle kötü bir şey yapmış olmazlar. (a)
(a) Ml'de şöyle devam eder.
Sözü geçen olgunluktan yoksun öğrenciler, biri için uygun olanın bir başkası için de uygun olduğunu, yani tıpkı bir privat-dozentin kendini profesörden kurtardığı gibi, bir üniversite öğrencisinin de, gerçi daha nazik bir biçimde kendini üniversite privat-dozentinden kurtarması gerektiğini düşüneceklerdir.
(Marjinal Notlar burada biter.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.